Katliam Yasası Yönetmeliği Geliyor !

Yazar: İlknur Genç

Geçtiğimiz ekim ayında meydana gelen ve ‘Gebze Katliamı’ olarak anılan olaydan sonra gözler tekrar çıkacak olan Katliam Yasası’na çevrildi. AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla 30 Ağustos’ta Meclis’ten geçirilen ve 2 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı’nın onayladığı Katliam Yasası’nın yönetmeliği yolda. Yeni düzenlemelerle birlikte yasanın bilinen taslağı, hayvanlar için ciddi oranda tehlike arz etmekte. Yasaya göre, barınaklarda “tehlikeli” olarak adlandırılan tüm köpeklerin öldürülmesi, toplamada uyuşturucu ilaç kullanmak için veterinerin bulunmasının gerekmemesi, kedilerin de barınaklara kapatılmasına izin verilmesi maddeler arasında ve hayvanların sahiplendirilme şartlarının da değiştirileceği öngörülüyor.

Taslak Kabul Edilemez
Gelecek olan yönetmeliğin yalnızca sokakta yaşayan hayvanları değil, sahipli evcil hayvanları da etkilediği görülüyor. Örneğin, apartmanlarda hayvan bulundurmak isteyen kişilerin apartman veya site yönetiminden köpek bulundurabileceğine dair belge alması şart koşuluyor. Eğer apartmanda hayvan beslemeyi istemeyen ya da hayvanlara karşı önyargılı bir komşu varsa, izin almak neredeyse imkânsız hale gelebilir. Günümüzde hayvan düşmanlarının sayısının oldukça fazla olduğu biliniyor. Ayrıca, sahipli köpeklerin sokağa ağızlık ve tasma ile çıkarılması zorunlu tutulacak ve hayvan sahiplerinin yanlarında hayvanın kimlik bilgilerini içeren pasaport taşımaları gerekecek.
Barınaklardaki hayvanlara yönelik yapılacak işlemler de oldukça tartışmalı. Yönetmeliğe göre, “tehlikeli” görülen hayvanların rehabilitasyon sürecinden geçmeden doğrudan öldürülmesi öngörülüyor. Bu durum, hayvan hakları savunucuları ve bazı uzmanlar tarafından “tüm hayvanlar için yaşam hakkı ihlali” olarak değerlendiriliyor. Yasa gelmeden önce bile her gün onlarca hayvan katledilirken; yasa yürürlüğe girdiğinde bu durumun daha da artacağından endişe ediliyor.

“Satın Alma, Sahiplen!”
Türkiye’de hayvan popülasyonunun artışıyla birlikte sokaklarda ve barınaklarda çok sayıda yardıma muhtaç hayvan bulunuyor. Sosyal medyada her gün engelli, barınaklarda kötü koşullarda yaşam mücadelesi veren veya terk edilmiş birçok hayvan için sahiplenme çağrıları yapılıyor. Ancak hâlâ merdiven altı üretim ve cins hayvan satışı gibi uygulamalar devam ediyor. İnsanların “cins” bir hayvan sahibi olma isteği, bu yasadışı ve etik dışı üretimi teşvik ediyor. Bu durumda, hayvan sahiplenmek isteyen bireylerin önceliği, sokakta ve barınaklarda zor durumda olan hayvanlara şans tanımak olmalı. Herhangi bir bedel ödemeden sahiplenilebilecek ve sevgiye muhtaç birçok hayvan, yeni bir yuva bulmak için bekliyor.
Özellikle hayvan barınakları, kalabalık ve yetersiz bakım koşulları nedeniyle hayvanlar için zor bir yaşam alanı sunuyor. Bu hayvanlar, sahiplenilmedikleri takdirde ömürlerinin geri kalanını soğuk kafeslerde veya sınırlı alanlarda geçirmek zorunda kalabiliyorlar. Yasaya karşı çıkan savunucular, insanların bilinçlenerek merdiven altı üretime destek vermemeleri ve bir cana yuva açmaları konusunda toplumsal bir dayanışma göstermeleri gerektiğini vurguluyor.

Toplum Olarak Yapabileceklerimiz
Yasanın mevcut haliyle yürürlüğe girmesi durumunda hayvan hakları ihlalleri artabilir. Toplumun farklı kesimlerinden birçok insan ve hayvan hakları dernekleri, yasanın bu haliyle yürürlüğe girmesini önlemek için çeşitli kampanyalar ve protestolar düzenliyor. İmzalar toplanıyor, sosyal medyada etiket çalışmaları yapılıyor ve yasaya karşı farkındalık artırılmaya çalışılıyor.